BASIN BÜLTENİ-Bain & Company Teknoloji 2020 Raporunu yayımladı

  • 30.11.2020 13:17

Bain & Company, teknoloji sektörünü mercek altına aldığı
“Teknoloji Raporu 2020: Akışı Evcilleştirmek” başlıklı çalışmasını
yayımladı.
Rapora göre teknoloji şirketlerinin iş modellerinin yeni
teknolojiler nedeni ile değişime zorlanması ihtimali, tarihsel olarak
düzenli bir şekilde bunu yaşayan iki sektör olan perakende ve
finanstan daha fazla görülüyor. Teknoloji şirketlerinde bu ihtimal
perakende şirketlerinden %12, finans şirketlerinden %25 daha fazla.
Rekabette önde kalabilmek için teknoloji şirketlerinin müşteri,
rekabet bilgisi, uygulama hızı, yetenek, satın alma ve birleşme gibi
çoklu katmanlarda çaba göstermesi gerekiyor. Bain & Company tarafından
ilk kez yayımlanan bu rapor sektördeki değer yaratımını, rekabet
alanlarını ve operasyonel avantaj kazanma fırsatlarını kapsamlı bir
şekilde irdeledi.
Bain & Company Türkiye Finansal Kurumlar Lideri Emre Demircan
şunları söyledi:
“Teknoloji çok fazla ikinci şansın olduğu bir sektör değil. Bir
teknoloji şirketinin sektörde geride kalması ne kadar uzun sürerse
toparlanma ihtimali de o kadar azalır. Bu bakımdan teknoloji
şirketlerinin sadece birkaç yıl içinde işlerini farklı kılacak
dinamikleri anlayabilmesi çok önemli.”

Raporda öne çıkan ana noktalar:

Teknolojide değer yaratımı geçişleri başaracak şekilde sürekli
yeniden konumlanmayı gerektiriyor
Bulut bilişim olsun globalleşme olsun, birçok teknoloji şirketinde
dönüşüm yeni bir iş geliştirme olarak pazarlanır, ama aslında bu
şirketlerin çoğu mevcut işlerini yeni bir rekabetçi paradigma içinde
yeniden konumlandırır. Bu, kulağa kolay gelebilir, ancak teknoloji
pazarları yeni teknolojilerle sürekli alt üst oluşlar ve geçişler
yaşarlar bu da rekabetin görüntüsünü değiştirir. Rekabet stratejisine
yönelik toplam hitap edilebilir pazar ve pazar payı gibi yaklaşımlar
söz konusu olduğunda bu gerçeklikler kafa karıştırır. Çünkü pazar
geleneksel tanımları pek uzun süre benimsemez. Bu bakımdan, teknoloji
CEO’larının kendi segmentlerindeki geçişleri anlamaları ve bunları
başarıyla gerçekleştirmek için plan yapmaları hayati öneme sahiptir.
Teknoloji şirketlerinin iş yapma tarzlarının kolayca alt üst
olabildiği ve onarımın zor olduğu gerçeğinden hareket edersek
teknoloji şirketlerinde yönetimin tel üstünde cambazlık yapmak kadar
zor olduğunu söyleyebiliriz.
Tahmin edilemeyen olaylarla karşılaşıldığında tedarik zincirinin
dayanıklı olması hayati önem kazanır
Teknoloji tedarik zincirleri artan ticari gerilimler nedeni ile
zaten baskı altındaydı şimdi pandemi koşulları durumu daha
zorlaştırdı. Fiziksel karantinalar ve hastalığın yayılması fabrika
üretimlerini sıkıştırırken, nakliyeciler ve tedarikçiler için lojistik
bir kâbus yaraun sıklığı ve ölçekleri
artmaya devam edecek. Bu sorunla baş edebilmek için tedarik
zi
akışını koruyabilmenin kazandıracağı rekabet avantajının farkındalar.
Bain & Company teknoloji sektöründe dayanıklı tedarik
zincirlerinin beş ortak özelliğini tespit etti: çevik ağ yapısı,
dijital ve güvenli operasyonlar, gerçek zamanlı görünürlük, pratik
analiz yetkinliği ve güçlendirilmiş bir organizasyon.

Otomasyon maliyetleri azaltmanın çok ötesine geçiyor

Haftalarla ifade edilebilecek bir zaman dilimi içinde otomasyon
pek çok yönetici için düşük öncelikli bir konu olmaktan çıkarak kritik
misyon haline geldi. Pandemi öncesinde otomasyona daha fazla yatırım
yapan şirketler, bunu yapmayanlara kıyasla kriz döneminde daha iyi bir
konuma sahip oldular. İleriye bakan bu teknoloji şirketleri
gelirlerini artırdılar ve tedarik zincirlerinde daha az aksama
yaşadılar. Bain & Company’nin otomasyon konusunda yaptığı ankete göre
bu şirketlerde işgücünün verimi ve talep arttı.
Soruları yanıtlayan şirketlerin çoğunda otomasyon çalışmaları
hızlandırılıyor ve bu alandaki geleneksel engeller azalıyor, ama bugün
otomasyon konusunda lider pozisyonunda olanlar buna çok daha önceden
başlamış olmanın avantajını yaşıyor. COVID-19 başlamadan önce birçok
önde gelen şirket elle yapılan işlerin %30’unu otomasyona geçirmeyi
planlamıştı. Bu oran, otomasyona geçiş düzeyleri düşük kalan
şirketlerdeki oranın iki ila beş mislini oluşturuyor.
Gelecek yıl li çalışma
başlasa bile teknoloji şirketleri ortalama olarak işgüçlerinin
%38’inin uzaktan çalışmaya devam etmesini planlıyor. Bu da araştırılan
diğer sektörlerin tümünde, finansal hizmetlerle birlikte en yesi eğilimi bulunduğunu, şimdi ise bu eğilimin merkezi
fonksiyon çalışanlarının dağıtılması yönünde değişmekte olduğunu
söylüyor. Bu yeni formatın görünümü bölgeden bölgeye değişebiliyor
ancak bütün bölgelerde görülen ortak bir tema banka şubelerinin
danışmanlık hizmetleri vermeye odaklanmaları oluyor.
Uzmanlara göre, örneğin, İtalya’da şubenin rolü “bankacılık
dükkânından” “ofise” doğru evrim geçiriyor. “Ofis” formatındaki bir
şube müşterilerin düşük katma değerli işlemlerinin yapıldığı bir mekân
yerine, genel merkez ve şube çalışanlarının randevularını ve
toplantılarını gerçekleştirmek için kullandıkları bir çalışma yeri
anlamına geliyor. Teknolojik alt yapılarını, süreç ve politikalarını
buna hazırlayan kurumlar bu dağıtılmış çalışma formatının
avantajlarından faydalanabiliyor.
ABD ve Çin arasında yaşanan uzaklaşma iş stratejilerini derinden
etkileyecek
ABD ve Çin arasındaki gerilimin artması birçok kişinin tahmin
ettiğinden daha kısa bir süre içinde küreselleşmenin çözülmesi
sürecini hızlandırdı. Bu eğilimin tersine dönmesi beklenmiyor. Hem
Çin’de hem de dünyada önde gelen ların en az iki misli daha hızlı artıyor.
Ayrışma süreci Çin’de, ABD’de ve diğer ülkelerde teknoloji
liderlerini tedarik zincirlerinin, ürünlerinin, müşterilerinin,
çalışanlarının ve hatta organizasyondu. Kapsam anlaşmalarında satın alan şirket hızlı büyüyen iş
segmentlerine giriyor, yeni yetkinlikler, yetenekler veya fikri
mülkiyetler kazanıyor ve gelecekteki büyümesini güvence altına
alıyordu. Kalan %18 ise ölçek anlaşmalarıydı şirketin pazardaki
konumunu güçlendirmek ve maliyetlerini azaltmak hedefleniyordu.
Oysa beş yıl öncesine kadar kapsam anlaşmaları ve ölçek
anlaşmaları kabaca aynı oranlara sahipti.
Görülmemiş ölçülerde teknoloji geçişleri, rekabet sınırlarının
değişmesi,önüyorlar.
Kapsam anlaşmalarının artmasının ikincil bir nedeni ise yapısal.
Bugünlerde ölçek büyütmek için yapılacak satın almalar konusunda daha
az fırsat var, çünkü teknoloji sektörü yüksek oranda konsolide oldu.
Yarı iletkenler ve yazılım gibi segmentler yıllar süren konsolidasyon
sürecinden geçtiler. Bulut hizmetleri gibi diğer alanlarda ise
kazananların sayısı diğer segmentlerden çok daha düşük olma
eğiliminde.
Kapsam genişletmeye yönelik birleşme ve satın almalardaki artış
eğiliminin hızlanması bekleniyor. Teknoloji sektöründeki birleşme ve
satın alma anlaşmaları COVID-19 pandemisi ve sıkışan kredi pazarları
nedeni ile bu yılın ikinci çeyreğinde durma noktasına geldi. Ancak
ortam yeni birleşme ve sayın alma faaliyetleri için uygun. Birçok
teknoloji şirketinin hisse fiyatları son yaşanan ekonomik durgunlukta
güçlü kaldılar ve bu şirketler büyük miktarlarda nakite sahipler. Bu
kaynaklar çekici satın almaları fonlayabilir.


Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey