CHP'li Tümer: Madencilik kanunu, ihtiyaçları karşılamıyor

  • 15.11.2017 09:14

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Türkiye Büyük
Millet Meclisi (TBMM) Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Üyesi
Zülfikar İnönü Tümer, maden sahalarındaki işçi sayısının azaldığını,
ölüm oranının arttığını belirtti. TBMM’de görüşülmekte olan ve ‘Torba
Yasa’ olarak bilinen ‘Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun’ 49. maddesinde
yapılmak istenen değişiklikle ilgili CHP grubu adına konuşan Tümer,
madenlerdeki özelleştirmenin üretimi ve işçi sayısını düşürdüğünü
vurguladı.

KAMU KURUMLARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİNİN ÖNÜ AÇILIYOR

Sözlerine başlamadan önce son olarak Şırnak’ta meydana gelen
faciada hayatını kaybeden 8 maden emekçisi olmak üzere Siirt’te,
Ermenek’te, Soma’da, Zonguldak’ta, Elbistan’da, Kemalpaşa’da,
Dursunbeyli’de, Gediz’de ve buna benzer onlarca faciada yaşamını
kaybeden binlerce maden emekçisini saygıyla anan Tümer, Maden
Kanunu’nda yapılan değişiklikle Türkiye Taş Kömürü ve Türkiye Kömür
İşletmeleri’nin maden işletme ruhsatı vermede tek yetkili kılındığını,
kömür işletmeleri ve taş kömürü kurumlarına maden ruhsatı verme,
işletme, işlettirme ve ihale etme yetkisi verilerek bu kurumların
özelleştirilmesinin önünün açıldığını kaydetti.

42 BİN 857 ÇALIŞAN, 34 BİN 742 ÇALIŞANA DÜŞMÜŞ!

Son 15 yılda yürütülen maden/kömür politikasının kömür sektöründe
üretimi artıramadığı gibi istihdam edilen işçi sayısını da sürekli
olarak azalttığını belirten Tümer, “Üretim açısından karlı olan
Türkiye Kömür İşletmeleri bünyesinde bulunan sahalar yıllar içerisinde
özel sektöre devredilmiştir. Hazırlanan tasarı ile kalan son kömür
sahaları da yine özel sektöre ihale edilecektir. 2001 yılı tarihi
itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre kömür sahalarında
çalışan işçi sayısı kamu ve özel sektör olmak üzere toplam 42 bin
857’dir. 2017 yılı Nisan ayı istatistiklerine göre ise çalışan işçi
sayısı toplam 34 bin 742 kişidir. Çalışan işçi sayısından da
anlaşılacağı üzere başta üretime ve istihdama hiçbir katkısı olmayan
özelleştirme ve madencilik politikalarından bir an önce
vazgeçilmelidir” diye konuştu.

RUHSAT İPTALİ YERİNE PARA CEZASI ARTIRILSIN

Yasa tasarısının maden sahalarına ilişkin kanun maddesinde orman
kiralarında dönümün 4 bin ila 5 bin lira arasında değiştiğinin
görüldüğünü, bu yüksek rakamların makul seviyelere çekilmesi,
ağaçlandırma bedelinin on yıllık işletme izni dahilinde bir defaya
mahsus alınmasını talep ettiklerini vurgulayan Tümer, “Tasarıda beş
yıllık dönemde, üretimin en az olduğu herhangi üç yılında yaptığı
toplam üretim miktarı projede beyan edilen bir yıllık üretim
miktarının yüzde 30’undan az olması durumunda, ruhsat sahiplerine 50
bin Türk lirası idari para cezası verileceği öngörülmektedir. İdari
para cezasının uygulanmasından başlamak üzere, geriye doğru üç yıllık
dönemlerde yaptığı toplam üretim miktarı projede beyan edilen yıllık
üretim miktarının yüzde 30’undan daha az olması durumunda ruhsat
sahiplerine ikinci kez 50 bin Türk lirası idari para cezası verileceği
belirtilmektedir. Bu kapsamda beş yıl içerisinde iki defa idari para
cezası uygulanması halinde ruhsat iptal edilmektedir. Ruhsat iptalinin
yerine ceza artırma yöntemine gidilmelidir” dedi.

HAKSIZ REKABET OLUŞUYOR

İhtisaslaşmış devlet kuruluşları ile bunların bağlı ortaklıklarına
devredilen maden sahalarının, bu kuruluşlar ve bunların bağlı
ortaklıklar ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ihale
edilecek maden sahaları için işletme izni düzenlendiği tarihten
başlamak üzere ilk on yıl süreyle 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında
ağaçlandırma bedeli hariç herhangi bir bedel alınmamasına karşılık bu
kapsam dışındaki sahalardan işletme izni düzenlendiği tarihten
başlamak üzere ilk 10 yıl süreyle 6831 sayılı kanuna göre alınan arazi
izin bedelinin yüzde 50’sinin alınmasının haksız rekabeti de
beraberinde getireceğini dile getiren Tümer, yapılan tüm çalışmalara
ve ihtiyaca rağmen dünyada ve ülkemizde iş kazaları ve meslek
hastalıklarının can almaya, sakat bırakmaya devam ettiğini vurguladı.
Çalışan işçi sayısına göre ölüm oranının ülkelerin gelişmişlik
derecesi ile ters orantılı biçimde değiştiğini kaydeden Tümer, şunları
söyledi:

KANUN, İHTİYAÇLARA CEVAP VERMİYOR

“Ülkemizde her sabah evinden işine giden anne ve babalardan 4’ü
akşam evine dönmemekte ve her yıl ortalama bin 700’ün üzerinde
insanımız iş kazalarında yaşamını kaybetmektedir. Maden sektörü
incelediğinde ise her yıl ortalama büyük facialar hariç 65-70 maden
emekçisinin yaşamını kaybettiğini görmekteyiz. Türkiye, kömür
madenlerinde üretilen enerji birimi başına gerçekleşen ölüm olayları
bakımından dünyanın en önde gelen ülkesi olarak öne çıkmaktadır.
Kazaların asıl nedeni tüm dünyada emekçiler aleyhine geliştirilen
özelleştirme, taşeronlaştırma, kuralsızlaştırma, esnekleştirme ve
denetimsizleştirme olarak adlandırdığımız küresel politikalar, üretim
ve çalışma yaşamında emekçiler aleyhine olan düzenlemeler, emeği
maliyet olarak gören, üretimi mühendislik bilimi ve tekniğine göre
yapmayan anlayıştır. Bu nedenlerle yaşadığımız “iş kazası” görünümüne
dayalı ölümlere iş cinayeti diyoruz. Madencilik kanunu bu haliyle
sektörün ihtiyaçlarına çözüm üretmeyen, teknik hatalarla dolu bir
kanundur. Sektör her geçen gün küçülmekte, işsizlik, geleceksizlik ve
güvencesizlik artmaktadır. Riskli ve tehlikeli bir sektör olan
madencilik bilgi birikimi ve deneyim gerektirmesi nedeniyle sektörde
özelleştirmelere son verilmelidir. Sektörde ekonomik nedenlerle
yapılan taşeronluk yasaklanmalıdır. Maden facialarının yaşanmaması
ümidiyle hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.”

Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey